31 Ocak 2008 Perşembe

"KADIN PROGRAMLARI" nda sabah 10 dan 17 ye Kadar Aralıksız "Mahalle Karısı Kavgası" Yaşanıyor.

Cem Yılmaz'ın yeni filmi AROG fragmanlarında dikkat çekildiği üzere "Kaynım bana kaydı" diyen kesekağıtlı katılımcılar, bu tür programlara kadrolu "gaz verici ve gomik" olarak katılan hafif akıldan eksik cırlak "Sinir Krizinin Eşiğinde" kadınlar, börek çörek ikramcıları, sarı dobralar, selam göndericiler, hesapta akıl vericiler, açıktan dedikoducu komşular...
Reva mıdır, bir ülkenin kadınlarını hiç bir eğitici özelliği olmayan sadece toplu bir dedikodu ve teşhir seansı haline gelmiş bu programlara hergün neredeyse aralıksız yedi saat maruz bırakmak hangi akılların dehşetengiz fikridir? İnsanca ve planlı bir eğitim yerine hesapta "ibretlik" mahalle dedikoduları izletmek cehaletin sınırlarında dolaşan bazı izleyicilere gerçekten bir fayda sağlamakta mıdır, yoksa olay milyonlarca izleyicinin bir şekilde katılmak zorunda kaldığı bir dedikodu seansından mı ibarettir?
İlle eğitici porogram olmasın tamam .
Fekat "enterteytmınt" filan bile değil, açıkça beyni süngere çeviren milyonluk, koccaman bir mahalle karısı kavgası da olmasın, di mi annem.
Kime diyorum. Bi dinlesene kııı... Bak ağzını var ya ense köküne kadar caaaart deye yırtarım tee ahirete kadar açık kalır. Hadi ordan yellozlar, hadi hadi hadi...