23 Aralık 2009 Çarşamba

İLİŞKİ UZMANI VE YAŞAM KOÇU SARI DOBRA LANBANU OHNUR BİZLERLE

VÜCUD TÜKKANINDA TIK YOK. KÜÇÜK ESNAF DÜĞME KADAR KALDI


Sayın Ohnur, daha ufak yaştan beri “esnaf koca iyidir” mottosuynan büyüdüm. Aldığı belli verdiği belli, sabah besmeleyle tükkanını açıp paspası yola atan, diyafondan çayını söyleyip siftah bekleyen bir esnaf koca yıllarca hayallerimi süsledi.
Belki güzel bir ilişkinin başlangıcı olur diyerekten;

* Yıllarca Kobi önlerinde (Küçük ve Orta Boylu İşletmeler) dolaştım.
* Semt kahvesine bağlı diyafondan eve bir paralel çektirerek çay söyleyen esnafla muhabbet imkanı yarattım.
* Esnafın vitrini önüne park yapan şuursuzlarla bir amazon gibi mücadele ederek gözlerine girmeye çalıştım. Tükkan önünü kapatan araçların lastiklerini indirip siboplarına tığ soktum, kaportayı çızdım.
* Esnafla beraber tedirgin oldum onunla ağlayıp onunla güldüm. Bazı sosyal hadiseler sırasında meydanlarda toplanan kalabalığın esnafa bir zarar vermemesi içün gafalarına kepeng demiriynen, küreklen vurdum. Esnafla beraber ön saflarda çarpıştım...

* Bazı yiyici belediye zabıtalarını amirlerine şikayet etmekten, yolsuzluk- vazifeyi suistimal nereye kadar gidiyosa oraya kadar gitmekten ve mücadele etmekten zerrece geri durmadım.

Yıllar süren bütün bu çabalarım sonucunda pasaj içinde, dışarıya cephesi olan, 35 metrekare, altı depolu dükkan sahibi Efkan ‘la tanıştık. Kendisi Tuhafiye, yün ve orlon satışıyla oğraşıyor, ayrıca annesi ve kızkardeşlerinin fason olarak ördüğü dantel masaörtüsü, tığ işi banyo lifi ve perde kenarlarını ufak bir karla piyasaya veriyordu.
Battaniye kenarına motif örmek üzere patates renkli orlon almaya gittiğim tükkanda başlayan ilişkimiz kısa sürede tutkulu bir aşka ordan da evlilik arzusuna dönüştü.
Efkan kendisi de aynı pasajda tükkan sahibi olan ( Hayvan alım satımı. Kuş, balık, Fare vesair) babasını yollayarak beni ailemden istetti. Ailem de uygun görünce nişanı kız tarafı olarak biz yaptık, düğünü onlar yaptı ayrıyetten Efkan’ın babası bana zincir taktı antifiriz koydu. İkea’dan demonte oturmaodasıyla monte yatakodası ve ortopedik yastık alarak evimizi bir güzel döşedik.
Ben ve esnaf kocam başlangıçta gayet mutluyduk. Efkan bazen tükkana personel bırakıp öğle yemeğine eve geliyor benimilen seks yapıyordu bazen de ben üçlü sefertasına ormankebabı, iç pilav ve kaysı hoşafı koyup tükkana götürüyodum.
Beraber olmadığımız saatlerde bile Efkan Msn’den bana kamera açıyor, müşteri yokken tatlı tatlı sohbet ediyor, komik fıkraalar ve fotoğraflar forwardlayarak vakit geçiriyordu.
Ancak zaman içinde “esnaf kan ağlıyor” lafının ne demek olduğunu anladım. Küçük esnafın yüzü olur olmaz şeye asılıyor, mutsuz oluyor bu mutsuzluğu da bana yani yuvasına getiriyordu.
Efkan önce yandaki kuruyemişciyle kafayı bozdu. Kuruyemişçi aşurelik buğday keçiboynuzu salkımı, kuru patlatmalık cin mısırı, leplepi kavurma makinası gibi bazı eşyalarını kaldırıma çıkarıyor, bizim tükkanın önüne doğru taşıyordu. Efkan insanlıkla kuruyemişçiyle konuştuysa da başarılı olamadı.
Çombalı Kuruyemişçisi resmen esnaf olduğu halde başka esnafın kaldırımını kapatarak ekmeğiyle oynuyordu. Efkan’ın yüzü gülmez oldu. Ben sırf Efkan’ın yüzü gülsün diyerekten, Çombalı Kuruyemişçisi’nin sahibi Satılmış’a muska yaptırdım. Ayrıyetten tükkanının bereketi kaçsın diyerekten, kimsenin görmediğini zannettiğim bir sabah saatinde tükkanın eşiğine işedim. Ancak pasajın girişindeki kamarayı hesap etmemişim. Satılmış elinde görüntülerle kapıya dayanması yetmiyormuş gibi benim tükkan eşiğine çiş ederken kaydedilen bu görüntülerimi sosyal paylaşım sitelerinde paylaştı dürzü.
Gocam hepten kan ağlamaya başladı asla yüzü gülmüyordu. Ben de bu nedenle yuvamı ayakta dutmak esnafın yüzünü güldürmek için bir plan gurdum. Satılmış’ı

* Romanya üzerinden ülkemize sokulan bandrolsüz marboroları satıyor
* Baldızı Hediyegile mobbing (iş yerinde taciz) yapıyor
* Elektronik tartının altına miknatıs yapıştırarak ölçme ve tartma cihazlarını bozuyor
* Sattığı çakmakların gazları hep yarım.
* Tükkanın kapısına “Cumaya gidiyorum” yazdığı halde balık halinin ordaki kahveye gidip çanak oynayarak tüketiciyi aldatıyor.

Kendisini yukarda sayamadığım daha bir çok gerekçeyle çeşitli yerlere şikayet edip kısa sürede Satılmış’a topu diktirttim. Pasajdaki dükkanı kapandı yerine cep telefoncu açıldı. Cep telefoncu da kaldırımın bizden yana olan tarafına dev bir şişme garınca guklası goydu. Ancak ben onu birkaç kez tığla patladınca vazgeçti...
Gelgelelim bu kadar uğraşmama rağmen Efkanımın yüzü bir türlü gülmüyor idi. Bazen belediyenin koduğu tabela vergisine, bazen nakliye zammına bazen rüsum, narh, muhtasar gibi noolduğunu bilemediğim acaip şeylere kafayı takıp kendi kendini yiyordu. Ben gene de ilişkimizi kurtartmak için elimden geleni yaptım. Onun yüzü azcıkın gülsün diyerekten

* “Tükkana sabahtan gelince rızkımızı kurutuyo, bereketimizi gideriyo, gün boyu iş yapamıyok” diyerek yakındığı Muhsine Tomakin (48) adındaki hiç evlenmemiş, gız gurusu, düztaban, uğursuz ve ev kadını olan bir şahsı banyosunda boğarak şofben zehirlenmesi süsü verdim.
* “Hesaba içmediğim ıhlamurları yazıyo, fazladan büyük çay sokuyo, markaları eksik veriyo” diye şikayetçi olduğu çaycıyı “çocuk tacizcisi geceleri kaldığı inşaatta milletin yavrusunu kandırmaya çalışıyor” şekinde bir söylentiyle mahalleliye linç ettirdim, kaldığı inşaatı ateşe verdirdim.
* Şu anda davası sürdüğü içün yüce mahkemeyi etkilememek bakımından bizim tükkanın önünde midye dolması satarken piçakladığım ileri sürülen şahısla ve müşterileri gorkutıya gerekçesiyle yavrularıyla beraber benzin döküp yaktığımın ileri sürüldüğü köpek dosyalara hiç girmiyorum, yüce Türk Adaletine güveniyorum.

Anlıyacağınız, naaptıysam da ben bu Efkan’ın yüzünü güldüremedim. Hep gan ağlıyor, hep somurtuyor. Naabalım, nası edelim de ilişkiyi yoluna koyalım.
Not: Kargoynan derginize bizim orloncunun bastırttığı 2010 takvimleriynen eşantiyon tükenmez yolladım. Yeni yılda dostluk ve başarı yağmurlarında şemsiyesiz dolaşmanız dileğiyle. İfakat Cilbab.

****

Süpermişin İfakat. Keşke herkes senin kadar ilişkisine sahip çıksa partnerinin yüzü gülsün diye çaba sarfetse.
Dünyaca ünlü Yaşam Koçu İlişki Dükkanı Sahibi Olivia Sweethard’ın dediği gibi:
“İlişkiler Disneyland’ın batı kapısındaki Şişman Afro Amerikan Güvenlikçi’ye benzer, girişte 47.5 dolar vermenin hüznüyle kendisine gülümsemezseniz, sizi direktman lanet korku tüneline sokar”
Saç modelini değiştir, ense sıfır ön kahkül renk siyah dene. Çöpü dışarı çıkarttığında ona sevimli küçük tatlı bir hediye ver, yastığının üstüne çikolata drajeleri ve istiridye bırak. Bir dağ otelinde cafecognag ve baklava desenli saf yün çorap... Göreceksiniz ilişkiniz düzelecek, esnafın yüzü gülecek.
Mutlu yıllar, ışık gözünüze girsin, boynunuzu emsin.


Lmanyak Dergisi'nden özetlenerek