18 Mayıs 2010 Salı

Olay Yerindeki İncelemeler

Atilla Atalay'ın Usulcacık Adlı Kitabından

- Teessüf ederim yani Değer Bey.. Biz, elim bir hadiseyi, cereyan ettiği Yeniçeltek Mevkii’nde devlet adına bizzat müşahade etmeye gelmiştik.. Siz vatandaşın karşısında üzüntülü ve vakur duracağınıza, yavşak bir şekilde ve pişmiş kelle mimikleri yaparak durdunuz.. Bi ara benim bile sizi linç edesim geldi..
- Reca ederim Sabit Bey’ciim... Mamafih bi ara elimde olmadan gülümsedim.. Fekat vatandaş bize “İş işten geçtikten sonra, kınayı götünüze yakın” şeklinde bağırınca, kendimi tutamadım.. Ehöm.. Yani, şey.. Af buyrun, elimde olmadan dötünüze kına yakmaya çalışırken siz gözümün önüne geldiniz. Evvela kınayı kıvamına getirip söz konusu yerinize sürüştürdükten sonra üstüne bez bağlayıp kınanın tutmasını bekleyen görüntünüz çok komikti..
- Kabahat bende zaten Değer. Bi ara makam otomun kapısı açıldığında sana bi tekme patlatıp arabadan atarak kalabalığa parçalatmak vardı ama, kapıyı açmaya cesaret edemedim. İki dakkalığına cam üç santim açık kaldı, çırpıyla burnumu çizdiler zaten..
- Niye ööle diyosunuz Sabit Bey?.. Yüzüme üzüntülü ve fakat soğukkanlı bir ifade vermek için elimden geleni yaptım.. Yüzüm ekşisin diye çişimi tuttum, arkada dolgusu düşmüş, sinirleri açıkta bir dişim var, onu kibrit çöpüyle kurcalayıp acıttım. Gözümden yaş bile geldi.
- Haa.. Aferin, iyi halt karıştırdın.. Soona o yaşlı gözlerle gidip, olay yerinde bulunan Polonyalılar’a “Sizde deniz yatağı, uyku tulumu, kaset teyp, tornavida takımı filan yok mu? Kaçtan verirsiniz” diye sordun..
- E, naapalım Sabit Abi yaa! Dünya işleri işte.. Bu Polonyalılar yazın kampinglerde filan çok ucuza eşya satıyorlar.. Geçen yaz bunlardan deniz yatağıyla gitar aldımdı. Naapcan işte.. Bi taraftan da hayat devam edicek bi yerde.. Emr-i Hak vaki olunca hepimizin sonu aynı.. Hem bu Polonyalılar’a nooluyo ki? Niye maydonozlar? Almanlar da var, bilmem ne.. Grizu bizim.. Patlar, patlamaz.. Onlara ne.. Aslında diyorum, madem 72 millet bu kadar ilgi gösteriyo, burayı turistik korku tüneli olarak işletsek.. Yap, İşleteme, Defnet Modeli’nden daha iyidir.
- Kes sesini Değer! O dediğin 72 millete rezil oluyoruz zaten.. Dünyanın en çok grizu patlatabilen tek ülkesiyiz.
- Tam da bitakım önlemler alıyoduk halbukisi.. Ne güzel, ocağın girişine “Evvela tedbir, sonra tevekkül” hadis-i şerifini yazıp astırmıştık. Tüm ocaklar Merkezi Efsunlama Sistemi’yle efsunlanıcaktı.. Memleketimiz, jeopolitik konumu itibarıyla nazara geliyo bi yerde.. Resmen “göz var”.. Bu bakımdan maden ocaklarına nazara pek iyi gelen;
Aynaşanın, kaynaşanın
Yol üstünde oynaşanın
Elek satan kör paşanın
Cümle âlemin gözüne, tü tü tüüüü.. Tüh!..
şeklindeki tekerlemeyi de yazıp astırmak fevkalade faideli olacaktır kanaatindeyim.. Kezâ, memleketin dört bir tarafına, çanak uydu antenleri şeklinde dev nazar boncukları yerleştirmekte de, geç kalmamalıyız.. Bunu da ifade edeyim..
- Evet, demin söölediğin nazar tekerlemesini hatırladım.. Kumkapı’da yanan konfeksiyon hanını “hadise mahallinde tetkiklerde bulunmak maksadıyla” ziyaret ettiğimizde de söylemiştin... Daha sonra seni itfaiye kurtarmıştı.. Aracın otomatik merdiveniyle yerden 50 metre yükselterek kalabalığın elinden zor aldılar.. Buna rağmen, ağzına iki tane çakmak için öfkeyle 25 metre zıplayan bi herifi bugünkü gibi hatırlıyorum..
- Öhö.. Milletce birlik ve beraberliğe en çok mühtaç olduğumuz şu günlerde niye benim damarıma basıyosunuz Sabit Bey?
- Sus artık.. Maksatlı it.. Nifak tohumu.. Karanlık emel.. Seni şuracıkta buruşturur, daha sonra, bu elim hadiseden derin teessür duyar, kederli ailene ve yakınlarına başsağlığı dilerim..
- Bu bir teyp kaydı mıdır?
- Öyle Sayın Abone.. Devamı var.. Ardından, Otistik Drakulalar Derneği, senin için, “O ölmedi, ölmeyecekir de.. İçimizde, bi yere gitmedi. Şimdi buradaydı.. Birazdan gelir.. Siz şööle oturup bekleyin.. Evladım, misafire çay sööle” diye çarşaf çarşaf gazete ilanı vericekler.. Evet, bu bir teyp kaydıdır.. Hem de çok acı bir kayıt..
- Ay hihöhöhö.. Dostum Sabit Bey.. Yine aynı şey oldu, yine ciddi ciddi elinize kınayı almış dötünüze yakmaya çalışırkenki haliniz gözümün önüne geliverdi.. İhi.. Tasavvur ediniz..