26 Ağustos 2010 Perşembe

BUNALGÜL'ÜN VE HIRGÜRKAN'IN SOYU SOPU


- Alo, Bunalgül Peremecioğlu sizinle görüşmek istiyor Sıkılhan Öflan... Konutuma gelebilir misiniz?
- Alo, Bunalgül... Eve mi çağırıyorsun beni... Evet bu! Tebrik ediyorum sonunda kendini aştın... Fakat neden kendinden başkası gibi söz ediyorsun? Kaç kişi olucaz, bu nasıl bir fantezi, ne giymem gerekiyo?
- Soyumuz araştırdık genç adam. Henüz kendime konutta çalıştırmak için mürebbiye, lala ve dadı almadım ancak taşıdığımız ve bize soyumuzdan kalan ünvan düşünülecek olursa bunlar konutumda çalışması zorunlu hizmetliler... Herneyse size Çisil'den söz etmeliyim. Bu yüzden konutuma bekliyorum...
- Olur geliriz de ne diyecez sana, mesela "Bunal Hanedanı'nın As Başkanı, Majesteleri..." Uygun mu, hehe?
- Günlük konuşmalarda "altes" diyebilirsiniz. Yaklaştığınızda benden üç adım uzakta durarak reverans yapınız ve konuşma esnasında asla gözlerime direkt bakmayınız...
- Ehö... Sen neymişsin be abla böyle ki, peki...
- Biz sen değiliz.
- Düşes, kontes soyuna filan mı karışmışsınız? Nerden bakınılıyo şey ağacınıza?
- Konuta geldiğinde sana ailemizin armasını gösterebilirim. Bu arada internette Sirius hanedanı diye ufak bir araştırma yapabilir misiniz? Araştırmalar gösteriyor ki yalnız bu topraklarda değil, galaksinin Orion adıyla anılan bölgesinde de uzun yıllar hükümranlık sürmüşüz.
- Ha bizim buralardan diilmişiniz yani? Nası oralarda adsl ücretleri, 3G şebekeleri felan...
- Evet, gerekli bilgiyi vereceğim konutta. İşin doğrusu ben ve yakın arkadaşım Çisil, ki kendisinin bir ayağı altı parmaklıdır, bizim "normal" olmadığımız konusunda yerleşik bir fikre sahiptik. İnternet gibi uluslar arası bir ağın soyumuzu bulmamızda bize yardımcı olduğu ise kuşkusuz tarafımızdan takdire şayan bir durumdur. Bu bakımdan adı geçen internet çalışanlarını "Haşmetmeab Bunalgül'e Yürekten Bağlı, Asil ve Sadık İnsanlar" anlamına gelen "Mavi Babet Ayakkabı Nişanı"yla taltif edeceğim...
- Kaç numara, bana oluyo mu?
- Miyzah müesseseisinin bu olduğunu zannetmiyoruz gençadam. Sarayımızda yerleşik bir soytarı kurumu var. Bu bakımdan mizah işlerini ona bırakıyoruz. Ayrıca altını çizerek tekraren belirtmeliyim ki, mizah bu değil. Alo, sesiniz gelmiyor... Alo... Kapadınız mı yoksa, alo... Yine kapadın di mi ayıca. Sizin suratınıza zçayım bayım! Ben ve maiyetimdeki saray personelinin ağzını bozmayı başardınız. Sizin hayvanlarca kere hayvan olduğunuz konusunda hemfikiriz. Bizi bi daha arama soysuz, ilk insanların ilki... En ilki. Prototip parçası. Alo... Çekildin di mi huzurumdan, durma orda...

* * *

- Aloo... Nasılsın Aslan parçası, napıyor benim yiğit dostum... Bak Sıkılhan açık konuşucağım; senden sadece yiğit dostlardan istenebilecek bir vazife isteyeceğim. Gel beni tapancamla defalarca kez ateş etmek suretiyle vur, olaya kan davası süsü ver, sonra kendini de ortadan kaldır...
- Noluya lan size bugün? 35 derece sıcak bana da vuruyo olm, yapmayın böyle şeyler...
- Durum ciddidir Sıkılhan. Ben enternetten soyumu araştırdım. Görmez olaydım ki ve maalesef gördüm ki,; ben tee viking döneminde donanma zenneliğiyle uğraşan adeta maymun gibi bir adamla çok uzaktan akraba çıkabilirim. Donanmayı eğlendirmek için karı gibi etek giyen sarı bir herifi yaşatmazdım ama, o yıllar önce ölmüş zaten
- Ne gerek var, ne karıştırıyosun vikingleri, vizigotları, ostrogotları filan...
- Sonu "got"la biten şeyleri beni kızdırmak için söylememelisin Sıkılhan... Gel beni iftardan sonra, bu utançtan kurtar.
- Ya peki bundan sane ne ki tee şimdi.... Koskoca adamsın, "Yırtıcılar Gourup İnşaat ve Taahhüt gibi yükselen bir yıldızınız" var... "Üçüncü köprüye sadece 25 dakka uzaklıkta yüz katlı evler felan yapıyosunuz. Dövnur, Vursıkcan, gibi akıncı ağabeylerin var. Siz artık apayrı yırtıcı ve yayılmacı bir soy sayılabilirsiniz. Unutun o vikingi felanı. Yanlış mıyım?
- Oralar halledildi koç. Hepimiz sırayla işleri tasviye edip kendimizi yok edicez. Geçmişimizde donanmayı karı kılığında eğlendiren alkollü bir viking olmasını reddediyoruz. Alo... Yine ne gülüyosun lan sen orda... Burada çok ciddi bi mesele anlatıyorum sana... Alo... bak bi de yüzüme kapadı eşşoğleşşek... Dur lan orda, dur vurmaya geliyorum, şşerefsiz! (Haftanın Leman'ından)