18 Şubat 2011 Cuma

SARI DOBRA: TÜKETİM HARİÇ HİÇ BİR KONUDA AŞIRIYA KAÇMAYIN!

BANA HABİRE SÜRPRİZ YAPAN KOCAMDAN SITKIM SIYRILDI


Ben ilişkisinde küçük, tatlı sürprizler istemeyen bir insanım Lanbanu Hanım. İsmim Büşra, kocamın adı da Büşra... Zaten adından ne cins bir insan olduğunu anlayabilirsiniz. Geçen evlilik yıldönümümüzde bana sürpriz olsun diye adını mahkeme kararıyla Büşra olarak değiştirtti dingil. Evet kendisinin böyle manyakça bir sürpriz anlayışı var...

Baştan başlıyayım... Kendisiyle ilk tanıştığımızda bir alışveriş merkezinde yürüyen merdiven tamir ediyodu bu. Beni yiyecek katında tavuk dürüm yerken görüp beğenmiş.Ertesi gün Mahidevran yengemlere kövden gelen biber salçasını götürmek üzere evden çıkmıştım, bir de ne göreyim evin önündeki merdivenler yürüyor. Önce belediye seçim yatırımı olsun diye mahalleye yürüyen merdiven taktı zannettim. Hatta içimden "Lan yürüyen merdiven nemize lazım, dötümüze mi sokucaz. Haybeye para savurmuşlar, keşke kömür ve patates dağıtsaydılar." diye geçirdim. Sonradan anladım ki merdiveni bu Haluk salağı beni tavlamak için takmış.

Tabi o zamanlar adı Haluk'tu sonradan Büşra'ya çevirdi.

Doğrusu hayatımda benim için yürüyen merdiven takan bir erkekle karşılaşmamıştım. Bu bana çok çekici geldi. Çıkma teklifini o dakka kabul ettim.

BİNYEDİYÜZ GÜVERCİNLE BANA EVLENME TEKLİF ETTİ

Çıkmaya devam ederken Haluk, o zamanlar için bana şaşırtıcı, çılgınca ve tatlı, sevimli gelen bi sürü sürpriz yaparak aklımı çeldi.

* Bi keresinde sobanın külünü mahallenin çöp variline döküyodum aniden varilden fırlayıp bana Yıldız Tilbe'den "Çabuk olalım aşkım" adlı parçayı söyledi.

* Saraçhane'deki Azdavay Büfe'nin önünde dilli kaşarlı tost yiyorken, tostun içinden Haluk'un sürpriz olarak yerleştirdiği ondört ayar bi söz yüzüğü çıktı.

* Bigün evde örümcek alıyodum telefon çaldı, bi açtım karşımda Sayın Güven Hokna. Yaprak Dökümü Dizisi'nde Ali Rıza Bey'in karısı Hayriye'yi canlandırıyodu hani. Haluk'un yürüyen merdiven tamir ettiği alışveriş merkezinde karşılaşmışlar koşup kadıncağıza "Benim bayan arkadaşım sizi televizyondan pek seviyo Güven Hanım, cebini çevireyim, siz aniden karşısına çıkıp meraba deyin, sürpriz olsun." demiş.

Söylediğim gibi, o zamanlar bu süprizler beni acaip şaşırtıp mutlu ediyor, Haluk'un bu ele avuca sığmaz delimsirek çocuksu minik oyunları rengarenk geçecek bir evliliğin adeta müjdesini veriyordu. Nitekim sözlendikten bir süre sonra bi gün balkona çamaşır asmaya çıktığımda bir sürü güvercinin şekilli olarak bi araya gelerek yandaki boş arsada "Benimle evlen Büşra" yazdığını görüp bu sürpriz karşısında Haluk'a karşı hepten gevşemem gecikmedi.

Kendisi eniştesine ait hububat toptancısından hurda olarak aldığı son kullanma tarihi geçmiş arpa şehriyeleri boş arsaya "Benimle evlen Büşra" şeklinde dökmüş, güvercinler de şehriyeleri yimek için üşüşünce kuşla kaplı evlilik teklifi ortaya çıkmış.

Uzatmıyayım, kendilerine sevgililer gününde peluş ayı ya da pörsümüş gül alabilmekten başka hiç bi inceliği olmayan kocalara sahip mahalle karılarının hayretten ve hasetten faraş gibi açılmış ağızlarının arasında Haluk'la dünya evine girdik.

GERDEĞE GİREMEDEN HAPSE GİRDİ

Ancak mutluluğumuz fazla sürmedi. Bahçelievler Burç Düğün Sarayı'nda Haluk'un kız tarafından benim ise erkek tarafından zannettiğimiz Behzat Ç. kılıklı bi takım adamlar polis çıktı. Düğünün sonunda Haluk'u alıp emniyete götürdüler. Yedikleri arpa şehriyeden ölen binyediyüz güvercin yüzünden Haluk nöbetçi mahkemeye çıkarılıp tutuklandı.

İki yıl sonra hapisten çıktığında bana haber vermeden aniden sürpriz yapıp aklımı almak istemiş. Ancak ben "mahkeme uzun sürüyo, Haluk'un ne zaman çıkacağı belli değil, boşa kira ödemeyelim" diyerekten bir hafta önce Bağcılar'da beraber tuttuğumuz evi boşaltıp eşyaları babamgile taşımıştım. Haluk salağı sen tut bana sürpriz yapıyorum diye geceyarısı bizim eski eve gir. Eve yeni taşınan Muzaffer Remzi Topuz adlı şahıs hırsız zannedip Haluk'a silah çek. Haluk boğuşurken herifin elinden tabancayı kap, tabanca kazara patla, şahıs yaralan. Tabi Haluk embesili sürpriz yapıcam derken soluğu yine hapisanede aldı.



BİTEMEDİ HAYVANIN SÜPRİZLERİ



Son olarak yeni çıkan bir yasayla tahliye edildi bu. Bana "Bi daha sana küçük, tatlı, sevimli süprizler yapmaya kalkışırsam Allah bin türlü belamı versin." diye yeminler etti. Ama nerdee... "İlişkimizi tavında tutacam, monotonluğa düşürmeycem, partnırımı sıradanlığın, yeknesaklığın pençesine düşürmeycem." diyerekten irili ufaklı süprizlerle hesapta ilişkimize renk getirmeye devam etti eşşoğleşek.

Ne kadar uğraşırsam uğraşayım engel olamadığımı anlayınca bunu olduğu gibi kabul ettim artık ben. Üstelik artık bir de çocuğumuz vardı. Anamgil "Ortada bir yavru var, perişan olmasın. Hem bak elalem, beyim bi süprüz yapsa da ilişkimize renk getirse, diyin ağlaşıyo. Sen bulmuşun, bunuyosun. Aman yuvana kocana sahap çık; naapalım bu da bööle bi adam." diyerekten beni gazlıyordu. Ben de zaman içerisinde kaderime razı oldum. "Beyimdir, deli meli ne de olsa evde bir erkek nefesi lazım. Başımda bi adam bulunsun." diye kendimi avutuyordum.

Bu sevgililer gününde bana sürpriz olsun diye yine hapse girmesin mi denyo? Tutmuş bir bez afişe "Büşra Seni çok seviyorum karıcığım" yazdırmış. Hesapta bunu bizim evin sokağına karşıdan karşıya asıcak, ben de görünce şoka uğraycam. Karşı apartmanda oturan bir adamı bıçakla yaraladığını öğrenince şokun kralına girdim tabi. Bu bez afişin bi ucunu dördüncü kattaki dişçinin balkonuna bağlamış. Sonra gidip karşıdaki apartmanın dördüncü katında bi kapıyı çalmış. Çıkan adama "Bööle bööle ben sizin balkona karımı şaşırtmak için afiş bağlamak istiyorum" demiş. Ev sahibi adam buna "Lan manyak gecenin saat onbirinde ben karımınan halvet halindeyken ne bok yemeye gelip zar zar kapımı çalıyosun." diye açmış ağzını yummuş gözünü. Olay büyümüş, kavga çıkmış, itişirlerken Haluk manyağı elin adamını dört yerinden bıçaklamış.

Sözün özü, Haluk gene hapisanede yatıyo, ama çıkınca ben needeyim de bu ilişkiyi düzelteyim?



***

Evet ilginç bir durum Büşra. Bunca yıldır ilişki sektöründeyim, küçük, tatlı süprizlerle minik, seksi iç çamaşırlarının kurtarmadığı bir ilişkiyle ilk kez karşılaşıyorum. Bunu Sinsinati'de 23üncüsü yapılacak İlişki uzmanları ve yaşam koçları kongresine taşıyacağımdan emin olabilirsin. Ama sen yine de moralini bozma. Bak Utah'da yaşayan İlişki Gurusu, Yaşam Divası, Oprah Winfrey'in sağ kolu Doktor Stella Morones bu konuda ne diyor:

"Bazı ilişkilerde hergün hindi pişer. Ancak hergün pişen hindinin sası, kekremsi tadı asla yalnızca şükran günlerinde pişen hindinin tadı gibi olmaz. Bu durumda beklenen gün Şükran Günü değil, köşedeki pitzacıda 1.25 lik indirimlerin yapıldığı ayın son perşembesinden başkaca bişey olmaz."

Tüketim hariç hiçbir konuda aşırıya kaçmayın, ışık sizinle olsun.